Sorgulamanın Önemi ve Bedeli..


 Misafir Kalem    23.03.2024 13:54:14  


Sorgulamanın Önemi ve Bedeli..

Ünlü Yunan filozoflar Platon ve Aristo’nun hocası olan Sokrates; "sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez" sözüyle sorgulamanın ve düşünmenin değerini çok net bir şekilde ortaya koyar ve söylediği bu sözün gereğini yerine getirmiş, sorgulamanın bedelini genç yaşta hayatıyla ödemiştir. İşlediği tek suç çevresindeki insanlara soru sormak ve insanları düşünmeye sevk etmesidir. İnsanların aklını kullanmaya başlaması ve bazı tabuları sorgulaması Yunan toplumundaki tek otorite olarak kabul edilen kilise ve din adamlarını çok rahatsız etmiştir. Netice de Sokrates 300 kişilik bir hakim heyeti tarafından sorguya alınır. Her ne kadar Sokrates kendisine yöneltilen suçları çok ustaca ve bilgece reddetse de mahkemenin kendisi hakkındaki idam kararını değiştiremez. Ve aklını kullanmanın bedelini canıyla ödemiş olur. Bir İnsanı diğer tüm varlıklardan ayıran en temel özellik düşünebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Ve insan bu yeteneği sayesinde iyi ile kötüyü seçebilme iradesine sahip olma şansı yakalar. İnsan düşünebildiği ölçüde hayvanlarla arasına mesafe koyar. Allah, insanlığa gönderdiği kutsal kitap olan Kur'an-ı Kerimin birçok ayetinde insanları kendilerinden bekleneni yapmaya davet eder. " Siz hiç düşünmez misiniz? Siz hiç akıl etmez misiniz?" sorularıyla insanları düşünmeye ve sorgulamaya çağırır.  Sorgulamak, insan olabilmenin temel ölçüdür. Eğer bir kişi düşünebiliyorsa, soru sorabiliyorsa, itiraz edebiliyorsa gerçek anlamda insandır. Aksi halde hayvanlar da insanların düşünme yeteneği dışında bütün fonksiyonlarını yerine getirebilmektedirler.

Sorgulamak ve itiraz etmek her ne kadar insan kalabilmenin temel koşulu ise de aynı zamanda   büyük bedeller ödemeyi de gerektirir. Tarih sayfalarına baktığımızda, çoğunluğun düşüncesine katılmayan, farklı düşünen ve dogmatik değerleri sorgulayan birçok insanın nasıl dar ağacına götürüldüğünü açık bir şekilde görebiliriz. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse; Ene'l hak görüşü sebebiyle Abbasiler tarafından idam edilen Hallacı Mansur, gök cisimleri hakkındaki görüşleri sebebiyle idam edilen Galileo ve daha nice bilim insanı, düşünür, şair, din adamı. Hepsinin kaderi ortaktır. Çünkü hepsi farklı düşünmenin bedelini canlarıyla ödemiştir.

Sorgulamanın ve aklını kullanmanın bedelini ödeyenlerden biri de şeytandır. Bilindiği gibi şeytan, Allah'ın buyruğuna karşı çıkar ve kendisinin ateşten, Hz. Adem'in ise topraktan yaratıldığını ve ateşin topraktan daha üstün olduğunu iddia eder. Yani şeytan kendisi ile Hz. Ademi kıyaslar. Kıyas yapmak aklını kullanmayı ve düşünmeyi gerektirir. Düşünmek aynı zamanda felsefe yapmaktır. Bu yüzden felsefe yapan ilk varlığın şeytan olduğu kabul edilir. Belki kulağa ilginç gelecek bir cümle olacak ama şeytan ilk felsefecidir. Çünkü felsefenin gereğini yapmış soru sormuş, sorgulamış ve itiraz etmiştir. Sizleri şeytan olmaya değil insan olmaya davet ediyorum yani soru sormaya, itiraz etmeye ve sorgulamaya.

Özetle, günümüz de yaşadığımız temel problemlerimizin asıl nedeni sorgulama yeteneğini yitirmiş bireylerin olmasından kaynaklanıyor. Her ne kadar zor, meşakkatli ve yeri geldiğinde bedelini canı ile ödemen gereken bir eylem olsa da sorgulamak, insan olabilmenin ve insan kalabilmenin tek yoludur. ilerlemek için, gelişmek için, değişim için  Sorgulamaya ve insan kalmaya devam.

Selametle

İsmail Kaygusuz: 1994 Adıyaman doğumlu. Kars Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Din Kültürü ve Ahlak bilgisi bölümünden mezun. İşsiz olan Kaygusuz, atanamayan diğer öğretmenler gibi atanmayı bekliyor.